| Kahraman Tazeoğlu şiirleri | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
gül-mavi
Mesaj Sayısı : 171 Yaş : 40 Kayıt tarihi : 14/08/07
| Konu: Kahraman Tazeoğlu şiirleri Salı Ağus. 14, 2007 8:03 pm | |
| ARAZ
"Yalnızım çünkü sen varsın"
"gel" desen gelirdim gittiğin uzakta bendim dağ gibi bir ihanetten düştüm bu kendime son gelişim
ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime kendimi suçüstü yakalıyorum ve kentsizliğimin isimsizliğini Araz'a uyak düşüyorum gözlerime senden düşler sürüyorum ıslak bileklerim kan bayramına yatıyor bana en büyük tehdit yine ben oluyorum sonra bir durağa yaslanıyorum sonra bir kente ve sen gidiyorsun ben kanıyorum diyorlar ki "kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun" oysa "gel" desen gelirdim biliyorsun
yorgun Haliç'e biraz inat biraz ihanet bırakıyorum ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum aklıma düşüyorsun düşüyorum düşünce üşüyorum azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum yalanlarımla bir hiçlikteyim beni içinden kaç
bu kentte her yağmur kendini ağlar aklıma düşsen yalnızlık oluyorum ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir nerde kimi üşüyorsun artık kendini yakan bir ateşim kendimize birbirimizden düşler yapamıyoruz şimdi boş duraklara yaslanıyorum boş kentlere oysa "gel" desen gelecektim
gün düşlerime dönüşlerimde bakışın içiyor beni gözlerimden gövdemi düşürüyorum güz yavrusu duraklara uzaklığına uzanıyorum sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan yıkılıyorum şarkılara "kimseler biliyor" yalnızlık dostumdu şimdi korkum oluyor oysa "gel" desen gelecektim
artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor güz artığı saçlarımda oynaşan sensizlik göz karana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan kendimi yitirdikçe sana gidiyorum göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum düş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum uysal yalnızlıklar satın alıyorum gülüşümle ödeyerek ve içimde yalancı bir katil taşıyorum yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma cüzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben kirli sözlerimi temize çekme oysa "gel" desen gelecektim
gözlerim ihanete ihbar taşıyor kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına sözü namluna sürmelisin şimdi en yaralı yanımdan vurmalısın beni çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır
avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam susuşuna kan döküyor gözlerim sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun oysa bilmelisin Araz'ım kimsenin içi görünmez ve hiç bulamadıklarını asla yitiremezsin bak şimdi aramızda sessiz kalıyor söylenecek bütün sözler
her sabah akşam oluyorsun alnından ellerine damlıyorsun yüzündeki yağmurla iniyorsun kente içine dert oluyorsun kentin dışına yağmur yüreğinde dağılıyor kristal şehirler duvarların kan öksürüyor ve sen başkalarının gözlerini yüzümde aramamayı öğreniyorsun beni bir durağa yaslıyorsun beni bir kente gidiyorsun oysa "gel" desen gelecektim
susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın en susmakta neydi öyle sen en dinlerken biliyorum Araz'ım insan kendini bulmamalı, hep aramalı gittiğin yerden başlıyorum öyleyse gece cinnetlerimi de alıp yanıma
denize bakmayı bilmeyenler bir gün mutlaka boğulur işte bundandır gözlerinden kaçışlarım
siz hiç yar saçının bir telinden kendinize gurbet yaptınız mı
ben şimdi gurbetim içimde taşıyorum heba olsa da senlerce yılım oysa "gel" desen gelecektim
ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden şairler ölüdür derler inanmıyorum
en karanlık ceketimi giyiyordum ışığa kördüm çünkü şimdi ise güneşe ilerliyorum dirilmek için
kimliği paslanıyor eski bir anarşistin gecenin kör gözünden utanıyorum hadi bana en militan kelimelerle saldır batır içime cümlelerini beyhude bir dehşet bırak hak ediyorum
gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime can kaybından ölüyorum cenazemde namaz kılacağım zan altındayım yalanıma inanıyorum
yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin kinim kendime susuşum sana küsüşüm tüm dünyaya
üstü kalsın ihanetimin "gel" desen gelecektim
yine bir tren geçiyor içimden sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor görmüyorum söylemiyorsun kırılıyorum hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenik bir gecede sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan süsle beni ey aşk geçtiğin yerleri öpüyorum
yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum dişlerindeki nikotin tadı terkimde sirenler ve ateş hatları içip sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden ıslak ceplerimi buluyorum el yordamıyla yasadışıyım tutukla beni gözlerimden
kalemim bitti yitirdi şiirini şuur öldü kanımdaki mürekkep balığı solumdaki sise intihar etti intiharlar bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek yaşamak için geç bir zaman ölmek için ise erken
çok davullu bir senfoni sürçüyor dikiş tutmaz ayrılığımda kirpiğinden yapılma bir darağacına geceyi asıyorum yoksun bu yağmurlar ıslatmıyor beni bir durağa yaslanıyorum sensiz gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum "gel" desen gelecektim oysa
kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor şimdi herkes biraz sen biraz acı göğsümde bir vagon gizli sözler batıyor fırtınalar çıkıyor üstüme
şakağımda intihar acemisi bir şairin delilik provaları arkandan uluyan kapılardan söküyorum kokunu yokluğunu kokluyorum yokluğunu yokluyorum
çöz gözlerimi senden hadi ücranda yak bakışımı gözlerine bekçi sevdam dünden ve senden kalmayım
içine her düşen kendi keşfi sanıyor seni oysa sen melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin ve kendini acıtmak istiyorsun ama güller kendine batamaz bilmiyor musun "gel" mi diyorsun
herkes kendi gördüğüne bakar peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu hadi en kanadığımız yerden susalım "gel" desen gelirdim "git" dedin ve gittin
Aşka... Rüzgara... Ayrılığa... Zamana...
eyvallah... [center] | |
|
| |
gül-mavi
Mesaj Sayısı : 171 Yaş : 40 Kayıt tarihi : 14/08/07
| Konu: Geri: Kahraman Tazeoğlu şiirleri Salı Ağus. 14, 2007 8:04 pm | |
| Binmediğim hiç bir otobüs Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde Gittikçe azalıyor hayat Neyi erken yaşadıysam Hep ona geç kalıyorum Sana göçüyorum her sonbahar Yolların çıkmıyor aşkıma Unuttuğun yağmurların adı saklımda Seni içimden terk ediyorum
Susmaktan yoruldum Kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri Efkar demliyorum gözlerimde yaşlarımı, yanağıma varmadan öldürüyorum Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp Seni içimden terkediyorum
Ne unutacak kadar nefret ettin Ne hatırlayacak kadar sevdin Yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum Beni hep bulmamak için aradın Yanılgımdın Yandığımdın Yangındın
Sensizliğe yenilmek Sana yenilmekten zor olsada Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak Seni içimden terk ediyorum
Şimdi İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan İki yarım kaldık Tamamlayamadık bizi Elinden tutamadık yanlızlığımın Saçlarımıda uzaklarına gömdün
İçimin mavisi senin okyanusundandı Al! geri veriyorum. Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim Sana bensizliği terkediyorum
"Yârime uzanmayan bütün dallarım kırılsın" demiştin Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?
Ne tuaf değil mi? İçimi acıtanda sendin Acımı dindirecek olanda "Ya öldür beni"dedim Ya da git benden İçi bulanık bir sevdanın ucunda Seni kaybettim Aldırmadın aldırmalarıma Bir gecede yakıp yârini Şafaklara sattın ihanetini Küllerime basanlar bile utandı yaptığından İşte soluk bir ömrün son nefesi
Benden İçimden Terkediyorum | |
|
| |
Admin Admin
Mesaj Sayısı : 144 Yaş : 32 Kayıt tarihi : 14/08/07
| Konu: Geri: Kahraman Tazeoğlu şiirleri Salı Ağus. 14, 2007 8:05 pm | |
| | |
|
| |
gül-mavi
Mesaj Sayısı : 171 Yaş : 40 Kayıt tarihi : 14/08/07
| Konu: Geri: Kahraman Tazeoğlu şiirleri Salı Ağus. 14, 2007 8:05 pm | |
| Git
şimdi gidiyorsun git oysa senden tek bir damla istemiştim sana kocaman bir deniz sunmak için şimdi gidiyorsun git
ne zaman başladı bu hikaye anımsamak zor gençtim hazırda fırtınalarım vardı dörtnala sevdalarım komazdı öyle üç-beş nöbetleri geceler içimi acıtmazdı böyle
bir insan bu kadar eksilebilir mi
hatırlarsan sesine uyku kaçmış bir adam vardı bu şehrin bir yerlerinde düşler ormanının gece bekçisi derdin sen ona gözlerinde gizledi o seni sen bilmedin o adam bendim unuttun mu
bak sevdiğin adam gülmeyi bile unuttu seni unutamadı
işin kolayına kaçmadım uğruna ölmedim yani uğruna ölünecek sandığım biri için yaşadım hep sen bunu da bilmedin ben bir bakışına bin anlam yükledim sen aşka kestirmeden gittin
bir hayatın özetini bırakıp avuçlarıma şimdi gidiyorsun git
bana karanlığın ne demek olduğunu öğretmeden bütün ışıklarımı söndürüyorsun bu cehennem cinayetlerini işliyorsun sonra bunlara intihar süsü veriyorsun yazıklar olsun yazıklar olsun susuyorsun susuyorum susacaklarım bitmiyor
uzun lafın kısası olmaz anlatacağım çok şey var hoyrat bir rüzgar gibi geldin aklımı ve hayatımı dağıttın şimdi gidiyorsun git
daha ayrılığa bile çarpmadan aşk bizden döndü bir yılan gibi soktun koynuma kimsesiz geceleri artık ölüm sana dokunamamaktan kötü değil ama sana dokunmak da yasak bana göz çukurlarımdaki karanlık bunu anlatır sen var ya sen allah kahretsin!
yani şimdi gözleri sana benzeyen bir kızım olmayacak mı yani şimdi başkaları mı sevecek seni başkaları mı tutacak ellerini
ben saçlarını okşadığım zaman ellerin öksüz kalırdı şimdi gidiyorsun git | |
|
| |
gül-mavi
Mesaj Sayısı : 171 Yaş : 40 Kayıt tarihi : 14/08/07
| Konu: Geri: Kahraman Tazeoğlu şiirleri Salı Ağus. 14, 2007 8:06 pm | |
| keskin bıçak aşkının kestiği damarımdan fışkıran ayrılığı intihar ediyorum kırık şakaklarıma yapıştırdığın teselliyi dudağımda uçuklattım gidiyorsun yağmurun kızı çekmişsin pimini ayrılığa gözlerinden ağrılar sızıyor çığlığını yüklerken gemilere geldiğin her yere yabancısın içinde taşıyorsun katilini tokada doydu yüzünün sol yarısı kalın bir kalem altını çiziyor şimdi kanat sürçüyorsun bir gidişe ardında gurbetleşen kavuşmalarımız
yakıştırıyor her intiharı bana benden çok sağanaksın parmaklarımın ucusun yaktım ve içtim dön ve gül gül ki gözlerim çiçeklensin yalanlarla saklıyorum sevdamı
ne olur yanlış anla beni..... | |
|
| |
gül-mavi
Mesaj Sayısı : 171 Yaş : 40 Kayıt tarihi : 14/08/07
| Konu: Geri: Kahraman Tazeoğlu şiirleri Salı Ağus. 14, 2007 8:06 pm | |
| Dudağında kırmızı bir notayla Şarkılar dokuyorsun sağırlığıma ?Hani gitmesen diyorum, hani gitmesek diyorum? Gitme, sisli ülkemin çığlık notası Damarımda patlayan kırık şiirim Sen aşkın anadilisin Kalabalıktan yalnızlık yapma becerimsin
Hayatın solfejini öğretip Notasız coğrafyalara çalmışlar seni Kendi cümleni kuramıyorsun Kenti dudaklarımdan öpemiyorsun Yetiştin bütün geç kalmalara İklimler biriktirdin kanına tenha(sızım)
Aşk hep yazdan kalma Ayrılık ise kıştır Senden sonraki dünde Sulardan başka her yerde kulaçlar atıyorum Boğuluyorum Kırık notam
Sol anahtarınla Kilitleme gözlerini Kör oluyorum.
En son tarafından Salı Ağus. 14, 2007 8:08 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
| |
gül-mavi
Mesaj Sayısı : 171 Yaş : 40 Kayıt tarihi : 14/08/07
| Konu: Geri: Kahraman Tazeoğlu şiirleri Salı Ağus. 14, 2007 8:09 pm | |
| Seni Yine Terkedeceğim
Seni yine terkedeceğim Ve bilmediğim dillerde ağlayacağım Kirpiğime tuz düşecek Sevgim kadar büyük değilmişsin diyeceğim Ve seni yine terkedeceğim
Bir kapı aralığında bırakacağım ellerini İsimsizlikler doğurmaya yatacağım bu yosun kentinde Ne ilk gelensin ne son giden Seni bana terketmelerine izin vermeyeceğim Seni her gece terk edeceğim
Aşk-ı cinayetim olacaksın Ve yalnızlıkların en çoğulu bana kalacak Düşle çoğalttığım bu yaşamın adı Düşmek olacak
Uzak bir şehirde hiç görmediğim bir kızı seveceğim O bana sarıldığında Göğsümde bıraktığın darp izlerin kanayacak Ve bir çocuk annesini kaybedecek çarşılarda
Ağlamayacak kadar vazgeçeceğim senden öfkeme bile değmezmişsin diyeceğim Ve seni yine terkedeceğim
Günler devrildikçe ağıt tutacak sonbahar Rüzgarlara karanfiller ekeceğim Yollarda kaybedeceğim aşkımın ilk harfini Seni Kirli kent bakışlı Bozkır saçlı bir kıza ekleyeceğim
Aşk iki kişilik bir yalandır sevdiğim ve iç kanamalı bir aşkın Mürekkep fırtınasıdır bu şiir
istersen yalnızlık duvarlara yakışır de ve bakışlarını sev Ben sende herkesi terkedeceğim | |
|
| |
gül-mavi
Mesaj Sayısı : 171 Yaş : 40 Kayıt tarihi : 14/08/07
| Konu: Geri: Kahraman Tazeoğlu şiirleri Salı Ağus. 14, 2007 8:10 pm | |
| Yitirilmiş Ne Varsa...
Çirkin çiçeklerle dolu katil bahçelerinde dolaştım dalgındım bıçak sırtı yaşamalarım penceresizliğim ve öksüz düşlerim vardı ceplerimde uğultusuzluğumu özlemiştim hala bir ceylan ağlıyordu içimde hiç yoktan vurulan
senin şehirlerin uyurken benim gözlerimi bıçakladılar kör bir balıkçıyım şimdi görmediğim vapurlara el sallıyorum rüyalarım da yaşlanmıyor
kaybolan eylül gemilerimi sonbahar sesimle çağırsam gelir mi ah vurulası yüreğim süpüremedin kapından yalnızlığı örselenmiş paslı yüreğim
ellerim yumuk orman karanlıkları omuzlarımda ve ardından ağlayan ezgisiz türkülerdi gözlerim senin gözlerinin pusuna saklanıp senden kalan bu yıkıntılar arasında bizi büyüten ellerini aradım öpülesi ellerini
susuşlara prangalı dil kanlı düşler kuyusunda ölüm çığlıkları atabilir
gözyaşı göllerinde durulanmalar vaktinden geliyorum sonunu hep unuttuğum dilsiz şarkılarım vardı ağlatan inleten şimdi o şarkılar beni unuttu
yıkık kentler konuşmaz bilirim cam kırıkları ve kırık dallar var incinen yüreğimin yaralarında ve bilir misin güller hiç uyanmaz bu vadide gözlerin düşer aklıma an gelir şavkın vurur yüzüme o zaman vakit ölüm olur dudağımda kaçsam yakama yapışır gözlerin
yılları ve yolları ödünç aldım yastığımdaki çukura dolan korkulu geceden düş düşkünü çocukluğumu çalmış namlı sevdalılar üstüne üstlük sensizim yani gölgesiz dolaşıyorum artık intiharlar da öldürmez beni yüreğimde konaklayan hüzünler senden gelir
al dün gece seninle yoğurdum bu şiiri ekmek buğusu mübarekliğinde sıcacık nasıl olsa sana çıkmayan yol yok kaybolabilirim kuytularda dalıp dalıp giderim başka diyarlara bir gün dönmeyiveririm
ama sen yine de biriktir göz yalarını belki bir gün tutuşturur seni bensizlik belki bir gün sen de beni ağlarsın
hoyratım benim şafaklar düşmüş alnına kırlangıçlar uçmuş koynuna bak hala aynı şarkıda irkiliyoruz
bu aşkın adresi dursun sende kelepçeli kuşlar yuva kurmadan gözlerimize belki geri döneriz ve geri veririz birbirimize
yitirilmiş ne varsa | |
|
| |
gül-mavi
Mesaj Sayısı : 171 Yaş : 40 Kayıt tarihi : 14/08/07
| Konu: Geri: Kahraman Tazeoğlu şiirleri Salı Ağus. 14, 2007 8:10 pm | |
| Hemen GiTme
Hemen gitme.. Unutmuşum aşkta söylenenleri. Nasılsın'ı bile bir başkaydı. Hemen gitme. Böyle tenhalaşmışımya. Durup halini hatrını soruyorum gölgemin. Sanki yüzgöz olmuşum hüzünlerle. Kalbim diyorum ellerim çıkıp geliyor. Kovamıyorumda. Hemen gitme. Sana bir yaprak kadar solgunum desem, rüzgar çeler aklımı. Dallanıp budaklanır içimdeki boşluk. Bahara karın tokluğuna gelen ağaçlar gibi olurum. Hemen gitme bu kente bir sokak daha gelse. Söyle kim arar seni. Kırılır gülümsemelerin bir bir içime düşer ve Bir gülü uyandırıp uygarlığından kırmızlığı ne kadar Kim götürür seni. Ahh neydiki suçum. Gençliğimi ve terketmelerini kayırmaktan başka. Alıp başını gidiyorsun benden. Hemen gitme. Sana diyorum bi ağlasam, üşüsem derin bir kuyu gibi. Omuzlarından başlayıp yıkılsam önüne. Utanır sevinçlerim insan içine çıkamayan toprak gibi olur. Hemen gitme. Anla beni ben bu yalnızlıkla geçinemem. Geçinemem terkedilmiş bir yürekle. Ama yinede sen sen herşeysin işte. Hayata açılan pencerem. Sevinçlerimi büyüten odalarım. Hemen gitme. Terkedilmiş evler gibi olurum. Hemen gitme.. | |
|
| |
gül-mavi
Mesaj Sayısı : 171 Yaş : 40 Kayıt tarihi : 14/08/07
| Konu: Geri: Kahraman Tazeoğlu şiirleri Salı Ağus. 14, 2007 8:11 pm | |
| suskun yağmurlar adını çizseydi yüreğime gözyaşı tufanlarıyla yağmalanmazdı bu sevda oysa amansızlığın burçlarında bencilliği unutup sencil yaşamak vardı bir zaman hasret kokulu günlerin tortuları böyle çökmezdi gözlerime hani sevdalar sevda gibi yaşanırdı hani yenilgi sandığın yengiler vardı suskun
yüreğimi kanırtmışlığınla çekip gitmişliğinleyim uçurumlarca uzağım sana kan revanım bu kadar mı kadük bu kadar mı derme çatma bu sevda suskun
çorak toprakların köhne çatlaklarına ağlarım öyle ölgün öyle perişan bulutlar kırılır başımın üstünde ve bağışlamalar serpiştiririm sulara yılları unuturum yolları beklerken gelmezsin suskun dillenmeden yıllanırsın suskun
tamiri olmaz bitenlerin yarınların gardiyanlığı düşer bize özü sevdasında saklı suskun
seni anlatmaktan yorgun mektuplar var iflah olmaz ve yaralı şiirlerle dolu dipsiz kuyulardan şahikalara doğru
al beni götür kendine suskun üşütmez bizi tenhalıklar yakışmaz bu öfkeler bize sevilmişlik kokuyor dudaklarımız sözlerce serpin bana ört ateşimi suskun | |
|
| |
gül-mavi
Mesaj Sayısı : 171 Yaş : 40 Kayıt tarihi : 14/08/07
| Konu: Geri: Kahraman Tazeoğlu şiirleri Salı Ağus. 14, 2007 8:12 pm | |
| gittiğine inansam dönmeni beklerdim köhne gemiler geçiyor içimden hangi sokağa dalsam hangi kapıyı açsam ardında sen
hep sesine bi kulaç kala boğuluyorum bilmem sen mi erken demir alıyorsun ben mi geç kalıyorum
ellerimi bıraktığın yerden çığlar yuvarlanıyor ta şurama her gece fırlatıp denizlere yitirilmiş tebessümleri bir cigarayla parmak uçlarımı öldürüyorum çürümüş rüyalardan arta kalan mirasınla yolcusuz yollara döndüm alnımdaki girdaplar şimdi kan tarlası
fırtınalar kopuyor demişsin yüreğinin en rüzgarsız yerlerinde oysa ben bin mevsim sana fırtınalandım sen bilmedin gittiğine inansam dönmeni beklerdim...[i] | |
|
| |
gül-mavi
Mesaj Sayısı : 171 Yaş : 40 Kayıt tarihi : 14/08/07
| Konu: Geri: Kahraman Tazeoğlu şiirleri Salı Ağus. 14, 2007 8:12 pm | |
| yollar tükendi yine yollara düştüm elimde yanmış mahşer mektupları ahşap uykularımın salaş rüyaları ve sönmüş şölenlerim gözlerime gemilerin demirlenmiş eylül olmuşum
hayalet şehirlerden geçiyorum dudağımda ıslak sokak türküleri ağzımda bir top ateş alnına kanayan bir gül bırakıyorum
kimliğimi soruyor birileri çıkarıp resmini gösteriyorum karanlığa atılan kör kurşunlar gibi aynalara asılı gençliğimi arıyorum derken bir anka kuşu konuyor gözlerime uykulu ellerimle tutup atlas sevinçli günlerime doğru salıyorum çünkü sana gebeyim sabaha çıkamam
yoldayım kanımı akıttım dünyanın bütün şaraplarına heybemde kırık martı kanadı göğsümde senli çiviler gel sahil taşı yalnızlığıma bir sus ver tadı çürümsü hüzünleri tüket bu gece hala saklımdasın
yollar tükendi elimde pulsuz mahşer mektupları ölüm gelir sen gidersin diyor içimin ılıdığını hissediyorum üşütemedim ölümü şimdi üşüyorum | |
|
| |
gül-mavi
Mesaj Sayısı : 171 Yaş : 40 Kayıt tarihi : 14/08/07
| Konu: Geri: Kahraman Tazeoğlu şiirleri Salı Ağus. 14, 2007 8:13 pm | |
| kimsesiz bir intahar mektubu kadar soguktu saçları yağmurlu kız
dilinde pasaklı küfürlerle buruşturulmuş bir mevsimin öksüz limanlarını arıyordu
ayakları korkulu geceye takıldı yollarda yolsuz uykulara uykusuzdu dudaklarına hüzzam şarkılar serilmişti beni söylemiyor vurun bu şarkıları dedi biliyordu bu son sonbahardı
şimdi hangi çekmecedeydi o yaralı şiirler resimlere yıkılmış o duruş gözleri tutuklu o acemi çocuk neredeydi yasaklara çizilmiş ufalanmış güneşlere yitik adreslere nerden gidilirdi
bu gece usulca kayan mutsuz yıldıza aldandı zaman sözünü tutmadı olmadı
güncemdeki eksik adın şimdi yüreğime dipnot saçları yağmurlu kız | |
|
| |
Admin Admin
Mesaj Sayısı : 144 Yaş : 32 Kayıt tarihi : 14/08/07
| Konu: Budur be Salı Ağus. 14, 2007 8:15 pm | |
| | |
|
| |
gül-mavi
Mesaj Sayısı : 171 Yaş : 40 Kayıt tarihi : 14/08/07
| Konu: Geri: Kahraman Tazeoğlu şiirleri Perş. Eyl. 20, 2007 4:01 am | |
| ’seni… gördüm’
Yelkovanını yitirmiş bir zaman diliminde ilerleyen uykusuz bir gece,iflah olmaz çırpınışıma direnirken kanatlarım…seni gördüm. Hayat denen akrep takibimdeydi ve öfkeliydi belli ki iflah olmaz geri dönüşlerime,üzerinden geçip gidişime ve yelkovanını yitirmiş bir zaman diliminde sırtına yasladığım bir kaç nefeslik dinleşime… Bir andan bir sonrakine akmaktaydı zaman seni gördüğümde ve kırıp kanatlarımı düşüşe geçtiğimde..Sana yakın uçmak düştüğüm binlerce boşluktan uzaklaşmak ve artık boşluğa düşecek olmaktan korkmamaktı…Bilirdim..kırılsa kanadım,mavi şevkatinle saracaktın… ‘Fırtına kuşlarındanım… Göçmendir aslım ve güçlüdür kanatlarım. Şimdi düştüysem bil ki sende kalmak için onları kendim yaraladım… Korkma! Dalgalansana Unutma… Fırtına kuşlarındanım…”
’sende… kaldım’
Yadırganmayan bir yataktın…Gökyüzüne rest çekip inadına ve aşkına maviydin yağmurlu havalarda.Oysa ben seni bilirdim. Sıradan bir göç yolu uğraklığında griye çalan öfkenden uzak dursam da bil ki hiç düşünmedim kirlendiğini ve hiç yitirmedim umudumu bereketine açken ruhum hiç düşünmedim içinde barındırdığın yaşama gereksinimlerimi tükettiğini,balıkçı kayıkları ve ağlarıyla örselendiğinde maviliğin… Sende kalmaya geldim aslımdan vazgeçip,göç yollarına hiç bakmadım inan…Sende kaldım… Üşüsemde yaklaşmadım güneşe,olduğun yerde seninle ısınayım istedim…Elimde olsa yükselip kanatlarımla taşırdım gökyüzünü içine,değildi…Kanatlarımdan vazgeçip uçmayı unutmayı denedim ve inan…İnan…Bunu gerçekten istedim… İçim sızlamadı,kendime acımadım hem nasılsa ben fırtına kuşlarındandım.Keşke kırsaydın da,özünü saklamasaydın benden. Keşke…Kendini yitirmene sebep olduğumu düşündürmeseydin yağmurlu havalarda bile hep böyle şefkatliyken… Sende kaldım…Kendini yarım bıraktın…Fırtınalara alışkındım oysa bu dinginlikte hep kendimi suçladım… “Yelkovanını yitirmiş kaç zaman daha sürecek sanırsın Beni dinginliğine hapsedişin Mavi şefkatine gönüllü geldiğim esaretim… Seni gördüm Göç yolunda sıradan bir karşılaşmaydın Sende kaldım Korkma! Dalgalansana At maviliğini ve griye çalsın yüzün İnanmazsın ama Öfkeni özledim yabancı karşılaşmalarda Hoyratlığını bilirim Dalgalan ve savursana Fırtına kuşlarındanım Unutma”
‘benden… geçtin’
Alışmış mıydın varlığıma ki duymaz olmuştun sesimi? Alış mıydın koynuna saklanmış göçmen bir kuşu sarmaya? Alışmış mıydın bana ki unutmuştun yaşamam için gerekliliğini,maviliğin değil senin,içinin,tutsağı olduğum özünde beslediklerinin… Alışmıştın tüm bunlara ve alışmıştın bu sessiz sakin kaygısızlığa ki hiç öfkelenmedin balıkçı kayıkları ve ağları tüketirken seni,yaşama sebebimi… Açlığıma aldırmadın ve benim için kendinden tek parça ayırmadın…Söylesene ben mi yanılmıştım yoksa sen hep mi böyle fedakardın? Kendinden geçtiğini sanıyordun oysa sen…Benden geçtin. “Kanatlarıma uçmayı öğrettim yeniden Zordu çünkü onca zamandır seninle ıslanmışlardı Ağırlığını üzerimden atmak kolay olmadı… Olduğun yerde kal Dalgalanma artık hep böyle durgun kal Saklandığım koynunu buldu hayat denen akrep Akıttı zehrini. Düşünme… Belki de sonu böyle olmalıydı Dayanmalıydım Nasılsa direngendi aslım Fırtına kuşlarındandım”
’senden… gittim’
Yelkovanını yitirmiş bir zaman dilimindeyim…Hayır,artık uçmakta eskisi kadar iyi değilim.Üzerimde sularında ıslanmışlığın ağırlığı ve gözlerimde maviliğin var… Seni yitirmiş bir beni çekiştiriyorum göç yollarına… Söyleyecek çok sözüm yok artık…Ne sana,ne de ona… Bir parçan var gövdemde,tekmeleyip duran ve ağrıtan bir sancı büyütüyorum içimde… Söyleyecek sözüm yok…Ayrılık vakti yitirsen de yelkovanı,düşme benim gibi bir zamansızlığa Neyse… Şimdi bir yol bulup göçmeliyim okyanuslara…Kendimi doğurmaya…
‘Seni gördüm… Seni sevdim… Tüm şefkatinle nasıl da acıttın… Yine de Sende kaldım… Kanatlarımdan vazgeçtim Sen önce kendinden Sonra benden geçtin… Göç vaktini bilirim Şimdi Ben Acısam da ben Yansam da ben Ağlasam da ben
Senden…. Gittim.’ | |
|
| |
| Kahraman Tazeoğlu şiirleri | |
|